KUTSAL KİTAP ÜZERİNE BİR SOHBET
İsa Peygamberin Ölümü Neden Anılıyor?
Aşağıda göreceğiniz diyalog bir Yehova’nın Şahidinin ziyaret ettiği biriyle arasında geçebilecek tipik bir sohbettir. Bahar isimli bir Şahidin, Esma isimli birinin kapısını çaldığını düşünelim.
“BENİ ANMAK İÇİN BUNU YAPMAYA DEVAM EDİN”
Bahar: Merhaba Esma Hanım. Geçen hafta İsa peygamberin ölümünü anmak için yaptığımız özel toplantıya gelmenize çok sevindim. * Toplantıyı nasıl buldunuz?
Esma: Orada bulunmak çok güzeldi, ama açıkçası, söylenen her şeyi tam olarak anlayamadım. Noel’de İsa’nın doğumunun, Paskalya’da da diriltilişinin kutlandığını duymuştum. Ama ölümünün anıldığını bilmiyordum.
Bahar: Haklısınız, Noel ve Paskalya dünya çapında çok bilinen bayramlar. Ancak Yehova’nın Şahitleri İsa’nın ölümünü anmanın çok önemli olduğuna inanıyor. Eğer birkaç dakikanız varsa, bu konuyu size açıklamak isterim.
Esma: Tabii, biraz zamanım var.
Bahar: Yehova’nın Şahitleri olarak İsa’nın ölümünü anmamızın en önemli nedeni bunu İsa’nın istemiş olmasıdır. İsa ölümünden önceki gece sadık elçileriyle bir yemek yemişti. Son Akşam Yemeği olarak da bilinen bu olayı belki bazı sanat eserlerinde görmüşsünüzdür.
Esma: Evet sanki hatırlıyorum.
Bahar: Bu olay Kutsal Kitapta Efendimizin Akşam Yemeği olarak adlandırılır. Bu yemek sırasında İsa takipçilerine net talimatlar vermişti. Luka 22:19’da kayıtlı olan sözlerini rica etsem okuyabilir misiniz?
Esma: Tabii. “Ayrıca, İsa ekmek aldı, şükrettikten sonra bölüp onlara verdi. Şöyle dedi: ‘Bu sizin uğrunuzda verilecek olan bedenimi temsil eder. Beni anmak için bunu yapmaya devam edin.’”
Bahar: Teşekkür ederim. İsa’nın bu ayetin son cümlesinde ne dediğine dikkat ettiniz mi? “Beni anmak için bunu yapmaya devam edin.” Ayrıca bu sözleri söylemeden hemen önce takipçilerine kendisiyle ilgili neyi anmaları gerektiğini açıkça belirtti. İsa, takipçileri uğruna canını vereceğini söylüyordu. Yine Matta 20:28’de de İsa şöyle demişti: ‘İnsanoğlu [İsa] başkalarından hizmet kabul etmeye değil, kendisi hizmet etmeye ve birçokları için canını fidye olarak vermeye geldi.’ Kısaca söylemek gerekirse Yehova’nın Şahitleri, İsa’nın hayatını vererek sağladığı fidyeyi hatırlamak için her yıl onun ölümünün yıldönümünde bir araya gelirler. Onun ölümü tüm itaatli insanlar için yaşam anlamına gelir.
FİDYEYE NEDEN İHTİYAÇ VARDI?
Esma: Dediğiniz gibi İsa’nın insanlık için öldüğünü duymuştum, ama bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum.
Bahar: Sizi anlıyorum Esma Hanım. İsa’nın
fidyesi derin bir konudur. Fakat bu aynı zamanda Tanrı’nın Sözündeki en etkileyici hakikatlerden biridir. Bu arada çok vaktinizi almıyorum değil mi?Esma: Hayır, biraz daha zamanım var.
Bahar: Çok iyi. Bir süre önce fidye hakkında bir makale okumuştum. Size bu konuyu kısaca açıklamak isterim.
Esma: Tabii.
Bahar: Fidyeyi anlamak için öncelikle Aden bahçesinde Âdem ve Havva’nın günah işleyerek nelere yol açtığını bilmemiz gerekir. Bunun için birlikte Romalılar 6:23’ü okuyalım. Siz okumak ister misiniz?
Esma: Tabii. Şöyle diyor: “Günahın ödediği ücret ölümdür, Tanrı’nın verdiği armağan ise Efendimiz Mesih İsa aracılığıyla sonsuz yaşamdır.”
Bahar: Teşekkürler. Şimdi bu sözlerin üzerinde biraz düşünelim. Öncelikle ayetin nasıl başladığına bakabiliriz: “Günahın ödediği ücret ölümdür.” Bu, Yaratıcımızın insanlık tarihinin başlangıcında koyduğu bir kuraldı. Yani günahın cezası ölümdür. Elbette başlangıçta kimse günahkâr değildi. Âdem ve Havva kusursuz yaratılmışlardı ve onların çocukları da kusursuz bireyler olarak doğacaktı. Dolayısıyla kimsenin ölmesi gerekmeyecekti. Âdem, Havva ve onların soyu sonsuza dek mutlu şekilde yaşayacaktı. Ancak bildiğimiz gibi olaylar böyle gelişmedi.
Esma: Evet. Âdem ve Havva yasak meyveden yediler.
Bahar: Çok doğru. Böylece onlar, bile bile Tanrı’ya itaatsizlik ettiler, yani günah işlediler. Aslında böyle yaparak kusurlu, başka sözlerle günahkâr olmayı seçmiş oldular. Bu kararlarının sadece onlar için değil, soyları için de korkunç sonuçları oldu.
Esma: Anlayamadım.
Bahar: Belki bu durumu şöyle örnekleyebiliriz. Kek yapmayı sever misiniz?
Esma: Evet, çok severim.
Bahar: Diyelim ki, yepyeni bir kek kalıbı aldınız. Fakat daha siz kullanmadan yere düştü ve ciddi şekilde hasar gördü. Bu kalıpla pişirdiğiniz keklerin şekli nasıl olur? Onlarda da aynı şekil bozukluğu olmaz mı?
Esma: Evet, olur.
Bahar: Benzer şekilde Âdem ve Havva Tanrı’ya itaatsizlik etmeyi seçtiklerinde günah ve kusurluluk nedeniyle hasarlı hale gelmiş oldular. Onlar henüz çocuk sahibi olmadan günah işledikleri için tüm çocukları da aynı hasarla dünyaya geldi, yani hepsi günahkâr durumda doğdu. Kutsal Kitapta “günah” kelimesi sadece bir eylem için değil, miras aldığımız durum için de kullanılır. Sonuç olarak Âdem’le Havva, daha hiçbirimiz dünyaya gelmeden önce günah işlediğinden, biz de içinde olmak üzere tüm soylarını günaha ve ölümle sonuçlanacak bir yaşama mahkûm ettiler. Çünkü Romalılar 6:23’te okuduğumuz gibi günahın cezası ölümdür.
Esma: Ama bu hiç adil değil. Âdem ve Havva’nın işlediği suç yüzünden neden tüm insanlar sonsuza dek acı çekmek zorunda?
Bahar: Haklısınız, bu adil değilmiş gibi görünüyor. Ama Tanrı’nın adalet niteliği kusursuzdur. Bu yüzden Tanrı, işledikleri günah nedeniyle Âdem ve Havva’nın ölmesi gerektiğine karar verdi. Fakat soylarını, yani bizi ümitsizliğe terk etmedi. Yaratıcımız bu kötü durumdan kurtulmamız için bir düzenleme yaptı. İşte İsa’nın fidyesi bu noktada devreye giriyor. Romalılar 6:23’e tekrar bakalım. Ayet “Günahın ödediği ücret ölümdür” dedikten sonra “Tanrı’nın verdiği armağan ise Efendimiz Mesih İsa aracılığıyla sonsuz yaşamdır” diyor. Dolayısıyla İsa’nın ölümü sayesinde günah ve ölümden kurtulup sonsuza dek yaşama ümidine sahibiz. *
FİDYE: TANRI’NIN EN BÜYÜK ARMAĞANI
Bahar: Bu ayette dikkatinizi çekmek istediğim başka bir nokta daha var.
Esma: Öyle mi, nedir?
Bahar: Ayet “Tanrı’nın verdiği armağan ise Efendimiz Mesih İsa aracılığıyla sonsuz yaşamdır” diyor. Bizim için canını veren İsa olduğuna göre, bu ayette fidye için neden “İsa’nın verdiği armağan” yerine “Tanrı’nın verdiği armağan” deniyor? *
Esma: Hmm. Bilmiyorum.
Bahar: Âdem ve Havva’yı yaratan Tanrı’ydı, bu yüzden onlar Aden bahçesinde itaatsizlik ettiklerinde Tanrı’ya karşı günah işlemiş oldular. Çocuklarının bu isyanı Yaratıcımızı çok üzmüş olmalı. Fakat Yehova Tanrı hemen bir çözüm sağladı. * O yarattığı ruhi varlıklardan birinin yeryüzüne gelerek kusursuz bir insan olarak yaşamasını ve sonunda hayatını fidye olarak vermesini amaçladı. Dolayısıyla fidye düzenlemesi gerçekten de Tanrı’dan bir armağandır. Bunu söylememizin başka bir nedeni daha var. Acaba İsa ölürken Tanrı’nın neler hissetmiş olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Esma: Hayır, hiç düşünmedim.
Bahar: İçeriden çocuk sesleri geliyor. Sanırım çocuğunuz var.
Esma: Evet, bir kız bir oğlan iki çocuğum var.
Bahar: Ne güzel. Bir anne olarak, İsa’nın öldürüldüğü gün Tanrı’nın neler hissetmiş olabileceğini bir düşünün. İsa doğrudan Tanrı tarafından yaratıldığından O’nun oğludur. Yaratıcımız çok sevdiği oğlunun tutuklandığını, aşağılandığını ve yumruklandığını gördü. Onun bir direğe çivilendiğine ve orada acılar çekerek yavaş yavaş ölüme terk edildiğine de tanık oldu. Ne dersiniz tüm bunlar yaşanırken Tanrı neler hissetmiş olabilir?
Esma: Korkunç bir acı hissetmiş olmalı! Bu ayrıntıları hiç düşünmemiştim.
Bahar: Tabii ki Tanrı’nın o gün neler hissettiğini tam olarak bilmesek de, O’nun duygulara sahip olduğunu biliyoruz. Dahası tüm bunlara neden izin verdiğini de biliyoruz. Yuhanna 3:16 ayetinde bunun nedeni çok güzel şekilde açıklanıyor. Lütfen okur musunuz?
Esma: Tabii, “Tanrı dünyayı öyle sevdi ki, biricik oğlunu verdi; ona iman eden hiç kimse yok olmasın, hepsi sonsuz yaşama sahip olsun diye bunu yaptı.”
Fidye düzenlemesi tarihteki en büyük sevgi eylemidir
Bahar: Teşekkürler. Bu ayetin başına tekrar bakalım. “Tanrı dünyayı öyle sevdi ki” diyor. Yaratıcımız insanlara duyduğu sevgi nedeniyle, bizim uğrumuza canını vermesi için İsa’yı yeryüzüne gönderdi. Gerçekten de fidye düzenlemesi tarihteki en büyük sevgi eylemidir. İşte Yehova’nın Şahitleri her yıl İsa’nın ölümünün yıldönümünde bunu anmak için bir araya gelirler. Bilmiyorum yeterince açıklayabildim mi?
Esma: Evet, evet gayet anlaşılırdı. Çok teşekkürler.
Kutsal Kitaptan merak ettiğiniz herhangi bir konu var mı? Yehova’nın Şahitlerinin neye inandığını ya da nasıl ibadet ettiğini merak ediyor musunuz? Bu konularda öğrenmek istediğiniz bir şey varsa onlara sorabilirsiniz. Sizinle konuşmaktan zevk duyacaklardır.
^ p. 5 Yehova’nın Şahitleri İsa’nın ölümünü anmak için yılda bir kez bir araya gelirler.
^ p. 32 Bu makale dizisinin başka bir bölümünde İsa’nın fidyesinin bizi günahtan nasıl kurtarabileceği ve bu fidyeden yararlanmak için neler yapmamız gerektiği ele alınacak.
^ p. 36 Kutsal Kitaba göre İsa, Tanrı’ya eşit değildir. Bu konuda daha fazla bilgi için Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanan Kutsal Kitap Aslında Ne Öğretiyor? kitabının 4. bölümüne bakın.
^ p. 38 Başlangıç 3:15’e bakın.